Korku sinemasında tartışmaları beraberinde getiren yönetmen Can Evrenol, yeni filmi Cam Sehpa ile izleyicilerle buluşuyor. Baskın: Karabasan, Peri: Ağzı Olmayan Kız ve Sayara: İntikam Meleği gibi yapımlarla tanınan Evrenol, sinemanın farklı yönlerini ortaya koymaya devam ediyor.
Filmin setine yapılan ziyaret, Evrenol’un yaratıcılığına ve sinema anlayışına dair yeni kapılar aralıyor. Cam Sehpa, sadece bir hikaye değil, aynı zamanda sinema sanatının protest ve eleştirel yüzünü ortaya koyuyor.
Film Hakkında İlk İzlenimler
25 Aralık’ta setin sekizinci gününe konuk olan bir sinema tutkununun gözlemleri, filmi daha da çekici kılıyor. Filmin konusu, hayatları bir sehpa ile tamamen değişen bir çifti merkezine alıyor. Bu konu, sadece gerilim ve dram öğeleriyle süslenmekle kalmıyor, aynı zamanda izleyiciyi psikolojik derinliklere davet ediyor.
Evrenol, bu projede La mesita del comedor adlı İspanyol yapımından esinleniyor. Orijinal filmin yeniden çekimi olan bu proje, tek mekanın sunduğu minimalizmi en etkili şekilde kullanıyor. Filmin prodüksiyon aşaması, Evrenol’un yaratıcı vizyonu ile birleşerek benzersiz bir sanat eseri ortaya çıkartıyor.
Can Evrenol’un Gözüyle Set Deneyimi
“Set dönemi benim hayatımın en sevdiğim zamanı,” diyen Can Evrenol, set atmosferine duyduğu tutkuyu dile getiriyor. Uzun süreli planlama ve detaycılıkla yürütülen bu projede, minimalist mekan tercihleri sayesinde daha derin hikayeler anlatılıyor. Evrenol, orijinaline sadık kalarak bir yeniden çekim yaparken, filmin sonunu ve başlangıcını yeniden yorumlamaktan geri durmamış.
“Filmden beklenen gerilim etkisini daha da artırmak için ufak değişiklikler yaptık,” diyen yönetmen, projeye ne kadar özen gösterdiğini kanıtlıyor.
Kadronun Yıldızları: Alper Kul ve Algı Eke
Cam Sehpa, Alper Kul ve Algı Eke’nin etkileyici performanslarıyla dikkat çekiyor. Evrenol, “Alper Kul farkıyla orijinal filmin önüne bile geçebiliriz,” diyerek oyunculara olan güvenini dile getiriyor.
Evrenol, Alper Kul’un projeye dahil olma sücrecini, Hakan Muhafız‘da birlikte çalıştığı Alex Sutherland’ın tavsiyesiyle başladığını belirtiyor. Kul, filmde çizdiği ters köşe performansıyla Adam Sandler’ın Uncut Gems‘indeki rolüne benzer bir etki yaratıyor. Bu tercihin, izleyicinin beklentilerini altünü çizerek değiştireceği kesin.
Filmin Prodüksiyon Detayları

Filmin yönetici yapımcısı Pablo Guisa Koestinger, projeye olan heyecanını, “Bir yapımcının hayalindeki projeydi,” diyerek dile getiriyor. Tek mekanın sağladığı sınırlı ama yoğun atmosfer, hem prodüksiyon maliyetini minimize ediyor hem de yaraticılığa daha fazla alan tanıyor.
Koestinger, “Can Evrenol gibi bir yönetmenle çalışmak, filmin etkisini katlamamıza yardımcı oldu,” diyerek Evrenol’un filme kattığı benzersiz dokunuşları vurguluyor.
Protest Sinema ve Can Evrenol
Evrenol, sinemayı bir protest sanat olarak görüyor. Daha önce tartışmalar yaratan The Pencil adlı kamu spotuyla bu bakış açısını ortaya koymuştu. Netflix, Disney ve benzeri platformlara mesafeli yaklaşan yönetmen, “Popüler kültürü kirlettiklerini düşünüyorum,” diyerek farklı bir duruş sergiliyor.
Evrenol’un korku sinemasına olan yaklaşımı, insan psikolojisinin karanlık taraflarına dokunmaktan çekinmiyor. “Sanat, hayatın bilinmezlikleriyle dalga geçmenin bir yolu,” diyen Evrenol, bu yaklaşımını şu sözlerle ifade ediyor:
“Zaten hayatın kendisi korkunç. Bu kadar adaletsizlik, bilinmezlik varken sanatçının içini dökerken cesur olmaması anlamsız.”
Son Söz
Cam Sehpa, korku ve gerilim öğeleriyle dolu bir hikayeyi, farklı bir sinema anlayışıyla sunuyor. Alper Kul ve Hatice Aslan gibi oyuncuların etkileyici performansları, Can Evrenol’un yaratıcı vizyonuyla buluşuyor. Bu film, sadece bir hikaye anlatmakla kalmayıp, sinema sanatının cesur bir yüzünü de temsil ediyor.