Oyunculuğun sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu her fırsatta dile getiren başarılı oyuncu Gülsim Ali, Bestyle Nisan sayısında verdiği samimi röportajla hayranlarının kalbine bir kez daha dokundu. Küçük yaşlardan itibaren içinde büyüyen televizyon tutkusu, onu bugün Türkiye’nin en sevilen yüzlerinden biri haline getirdi.
Çocukluk yıllarında kurduğu hayallerin peşinden cesaretle yürüyen oyuncu, “Farklı hayatlara dokunmak, başka başka kadınların ruhunu tanımak ve taşımak istedim. Oyunculuk bana bu imkânı verdi,” diyerek mesleğine olan derin bağlılığını gözler önüne seriyor.
Her Rol Bir Yeniden Doğuş

Oyunculuk serüvenini bir keşif yolculuğuna benzeten sanatçı, “Sürekli değişen, gelişen ve her seferinde izleyiciyi şaşırtan bir oyuncu olmak istiyorum,” sözleriyle kariyerindeki yönelimi açıkça ortaya koyuyor. Her yeni rol, onun için yalnızca bir karakter değil, yepyeni bir ruh hali ve yaşama biçimi.
Bu yaklaşım, oyuncunun sadece sahnede değil, kamera arkasında da kendini sürekli yenilemesini sağlıyor. İçinde bulunduğu projelere tutkuyla sarılan oyuncu, her karakterde kendinden bir parça bulmayı başarıyor.
Televizyon Tutkusuyla Başlayan Bir Hikâye
Röportajında sıkça dile getirdiği bir diğer önemli vurgu ise çocukluk yıllarındaki televizyon sevgisi. O yaşlarda başlayan bu ilgi, zamanla profesyonel bir hedefe dönüştü. Televizyon ekranlarının büyüsü, onu hayal kurmaya ve o hayalleri gerçekleştirmek için çalışmaya itti. Bu tutku, yıllar içinde yalnızca artarak devam etti.
Bugün geldiği noktada, çocukluk hayalinin gerçeğe dönüşmesini izlemek sadece kendisi için değil, hayranları için de ilham verici.
Kalıcılık, Şöhretten Daha Değerli
Oyuncunun kariyerindeki en dikkat çeken bakış açılarından biri de “Asıl başarı kalıcı olmak ve iz bırakmak” anlayışı. Popülerlik ve şöhretin geçici olduğunun farkında olan başarılı oyuncu, izleyicilerin hafızasında kalıcı bir yer edinmeyi hedefliyor. Bunun yolu da yalnızca yetenekten değil, emek, istikrar ve samimiyetten geçiyor.
Bu noktada kariyerindeki her adımı titizlikle atan oyuncu, kısa süreli parlamalardan ziyade uzun soluklu başarıyı tercih ediyor.
Samimiyetin Gücü
Hayranlarının kendisine duyduğu bağlılıkta, samimi duruşunun da büyük bir etkisi var. Röportajında yer alan açıklamalarında ego yerine içtenlik, yarış yerine kendini aşma çabası öne çıkıyor. Bu da onu yalnızca başarılı bir oyuncu değil, aynı zamanda rol model haline getiriyor.
Oyunculuğu sadece bir iş olarak değil, ruhunu besleyen bir tutku olarak gören oyuncu, kariyerine olduğu kadar kişisel gelişimine de yatırım yapıyor. Her projede biraz daha büyüyen, değişen ve derinleşen bir portre çiziyor.