Nihal Candan, 30 yaşında verdiği yaşam mücadelesini kaybederek hayata veda etti. Türkiye’nin tanınmış sosyal medya fenomenlerinden biri olan genç isim, Anoreksiya Nervoza hastalığıyla girdiği zorlu savaşta yenik düştü. Henüz 23 kiloya kadar düşen Candan’ın ölüm haberi, ailesini ve sevenlerini derin bir yasa sürükledi. Özellikle annesi Umut Candan’ın yaptığı yürek burkan paylaşım, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Acılı anne, kızının yalnızca hastalıkla değil, aynı zamanda toplumun acımasız yorumlarıyla da mücadele ettiğini vurguladı.
Cezaevi Süreci ve Sağlık Durumunun Kötüleşmesi
Nihal Candan ve kardeşi Bahar Candan, Kasım 2023’te “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” iddialarıyla tutuklanmıştı. Cezaevinde geçirdiği yaklaşık 5,5 aylık süre boyunca, Nihal’in sağlık durumu ciddi şekilde bozuldu. 37 kilodan başlayan hızlı kilo kaybı, kısa sürede kritik seviyelere ulaştı. Doktorların koyduğu Anoreksiya Nervoza teşhisi, genç fenomenin hayatının tamamen değişmesine neden oldu. Tahliye edilse bile hastalıkla savaşmayı sürdüren Candan, yoğun tedaviye rağmen toparlanamadı. 21 Haziran 2025’te, 30. doğum gününe günler kala kalbi duran Nihal Candan, hayata gözlerini yumdu.
Umut Candan’ın Yürek Burkan İsyanı
Kızının kaybıyla derinden sarsılan Umut Candan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla siber zorbalığa sert tepki gösterdi. “Nihal’im bu hayatı sevmekten başka ne yaptı da çocuğumu delirttiniz, onu yok ettiniz?” ifadelerini kullanan acılı anne, kızının neşeli ve zararsız bir karakter olduğunu belirtti. Özellikle genç fenomenin sosyal medyada aldığı acımasız yorumlara dikkat çeken anne Candan, “Kendi halinde kimseye zararı yoktu. Rahatsız olduysanız takip etmeseydiniz. Ünlü etmeseydiniz. Çocuğumla alıp veremediğiniz neydi? Sadece fesatlıktı, çünkü onun gibi olmak istiyordunuz ama olamıyordunuz,” sözleriyle öfkesini dile getirdi.

Siber Zorbalığın Yıkıcı Etkisi
Umut Candan’ın sözleri, siber zorbalık meselesini yeniden gündeme taşıdı. Psikolojik şiddetin gözle görünmeyen ancak ruhu derinden yaralayan etkilerine dikkat çeken acılı anne, “Açtığı yaraları göremezsiniz, ruh kan kaybeder ve sonunda dayanamaz, ölür. Tıpkı masum kuzum, güzel bebeğim Nihal’im gibi…” diyerek kızının yaşadığı acıyı özetledi. Bu açıklamalar, sosyal medyada hızla yayıldı ve toplumda geniş bir tartışma başlattı. Pek çok kullanıcı, genç fenomenin ölümünde sadece hastalığın değil, toplumsal baskıların ve acımasız eleştirilerin de payı olduğuna vurgu yaptı.
Toplumsal Bir Ders: Acının Gölgesinde Kalan Bir Hayat
Nihal Candan’ın ölümü, yalnızca bir aile dramı değil; aynı zamanda toplumsal bir sorgulamanın kapısını aralıyor. Sosyal medyada hızla yayılan nefret söylemleri, genç insanların hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Nihal’in hikâyesi, bireylerin özellikle sosyal medya ortamlarında daha duyarlı, empatik ve bilinçli olmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Her gün binlerce kişinin maruz kaldığı siber zorbalık, sessizce ilerleyen bir şiddet türü olarak hayatları karartabiliyor. Nihal Candan örneğinde olduğu gibi, yalnızca beden değil, ruh da bu baskıya karşı savunmasız kalabiliyor. Acılı annenin feryadı ise, toplumun gözünü bu acı gerçeğe çevirmeye yetiyor.