Anora, 2025 ödül sezonunun en çok aday gösterilen filmlerinden biri olmasının yanı sıra, 2024’te Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanarak 2011’de Hayat Ağacı filminden bu yana bu büyük ödüle layık görülen ilk Amerikan filmi oldu. Peki, bu çarpıcı film gerçek bir hikayeye mi dayanıyor?
Anora Filminin Konusu Ne?
Başrollerinde Miley Madison (Scream, Once Upon a Time in Hollywood) ve Mark Eydelshteyn‘in (kendisi Rus Timothée Chalamet olarak da biliniyor) yer aldığı Anora, Brooklyn’in sert gerçekleriyle yoğun bir romantik dram sunuyor. Film, New York’ta eskortluk yaparak hayatını sürdüren Ani’nin hikayesini ele alıyor.
Ani, Rus oligarkının oğlu Ivan tarafından işe alınıyor ve zamanla ikili arasında yoğun bir aşk hikayesi başlıyor. Ani, Ivan’ın hayatını değiştirebileceğini hissederken, Ivan da Ani’de yeni bir başlangıç fırsatı görüyor. Bu nedenle Ivan, Ani’ye evlenme teklif ettiğinde genç kadın tereddütsüz kabul ediyor. Ancak bu peri masalı, Ivan’ın ailesinin durumu öğrenmesiyle bir anda karanlık bir gerilime dönüşüyor. Ivan’ı geri götürmek isteyen ailesi, Ani’yi tehlikeli bir kıskacın içine sokarak bu ilişkiye son vermeye kararlı.
Anora Gerçek Bir Hikayeye mi Dayanıyor?
Filmin yönetmeni Sean Baker, Anora‘nın gerçek bir hikâye olmadığını belirtiyor. Ancak film, seks işçiliği, toplumsal baskılar ve şiddet gibi gerçek dünyada karşımıza çıkan konuları masaya yatırıyor.
The Cinemaholic‘e göre Baker, Brighton Beach’teki Rus-Ermeni toplumunu anlatmak istiyordu. Film, bir kadının kocasının borcu nedeniyle Rus-Ermeni bir çete tarafından kaçırılması hakkındaki bir hikayeden ilham alıyor. Ancak Anora, bu gerçek olayın birebir uyarlaması değil; aksine, benzer temaları farklı bir çerçeve içinde ele alıyor.
Romeo ve Juliet ile Parallellik
Anora, klasik bir “imkansız aşk” hikayesini anlatıyor. Ani ve Ivan, farklı dünyalara ait olmalarına rağmen birbirlerine aşık oluyor. Ancak tıpkı Shakespeare’in Romeo ve Juliet‘i gibi, Anora da ailelerin ve toplumsal farklılıkların çiftin ilişkisini tehdit ettiği bir düzenin içine giriyor.
Seks İşçiliği Konusuna Gerçekçi Bir Yaklaşım
Baker, Anora‘da seks işçiliğinin gerçekliğini de göstermek istiyor. Mikey Madison’ın canlandırdığı karakter, gerçek bir seks işçisinin yaşadıklarına dayandırılıyor. Baker, bunun için Modern Fahişe kitabının yazan ve seks işçiliği konusunda uzmanlaşmış Andrea Werhun’dan destek aldı.
Ayrıca yönetmen, Anora‘nın atmosferini oluştururken “Dime a Dance” konseptinden esinlendi. Birinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin dans etmeleri için kadınlara ödedikleri bu ücretli dans sistemi, modern striptiz kulüp dünyasıyla karşılaştırıldı ve hikayeye büyük bir gerçeklik kattı.
Sonuç olarak, Anora tamamen kurgu olsa da, Baker’ın ışık tuttuğu temalar ve karakterler gerçek dünyadaki olaylardan esinleniyor. Bu film, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda toplumsal gerçeklikleri de derinlemesine inceleyen bir yapım olarak öne çıkıyor.
